Truyen2U.Top - Tên miền mới của Truyen2U.Net. Hãy sử dụng ứng dụng 1.1.1.1 để đọc truyện nhé!

Adem Oğlu

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng


 Çimlerin kokusu burnuma dolarken ayak sesleri duymaya başlamıştım. Herkesin uyuması gerekmiyor muydu? Bir saniye bunlar koşma sesleri. Neler oluyor? "AH!" Bu Mantar Avcı'sının sesi mi?

Hızla yerimde doğrulup gözlerimi açtığımda ormanda sentorların yanında olmak yerine beynime dolan görüntüler gözümün önünden geçiyordu. Bir çocuk, genç. Telmarin. Uzun, siyah saçları var, kılıç kullanıyor. Biriyle mi dövüşüyor? Ha-hayır. Bu askerler? Telmarin askerleri! Porsuk neden o çocukla? Nikabrik de orada. Peki ya Reepicheep? Bir saniye gökyüzünü görüyorum. Yıldızlar! Yıldızlar kehanetteki gibi dizililer. "Linein." Aslan!

Bir anda çok tüm ormanı inleten bir boru sesi duyuldu. Görüm yavaş yavaş yok olurken büyük bir sarsıntıyla uyandım. Etrafıma baktığımda zaten herkes kalkmış hatta çoktan tartışmalara başlanmıştı. Borunun sesi gerçek olmalıydı.

"Linein!" Reepicheep'in sesiyle hızla ayağa kalktım. "Sen de duydun mu?" Kafamı salladım. Tam olarak neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Kraliçe Susan'ın borusu!" Sentorlardan biri bağırdığında gördüklerim bir kez daha gözümün önünden geçtiler. O bahsedilen Adem Oğlu görümdeki çocuk olabilir miydi? Peki ya Porsuk. Nikabrik ve Reepi? Onlar neden oradaydı? Uyanmadan önce Aslan'ın bana seslendiğini duymuştum. O kadar uzun zaman olmuştu ki o yumuşak, tok, narin sesi duymayalı içimin titrediğini hissettirmişti bana. Serap olup olmadığından tam olarak emin olmasam bile Kraliçe Susan'ın borusu tüm ormanda yankılandığına göre doğruydu. Kehanetin zamanı gerçekten gelmiş olabilir miydi?

Bir an önce herkesi uyarmalıydım. Ama önce görümdeki şeyin gerçekleşmesini sağlamalıydım. Reepi'nin bir sebepten orada olduğunu biliyordum. Nedenini bilmesem bile onu oraya göndermeliydim. "Reepicheep?" Reepicheep hemen bana döndü ve yanıma geldi. Ben de yere eğildim.

"Kahin, dedikleri doğru mu?" Kafamı salladım. "Borunun sesi duyulmadan önce imgeler gördüm Reepi."

Şaşkınca bana baktı. "Yani kehanet gerçekleşiyor mu?" Kafamı salladım.

"Eğer görümdeki Adem Oğlu boruyu çalmışsa bir an önce ona yardım etmelisin." Hemen hazır pozisyona geçmişti bile.

"Ben mi? Emin misin?" Gülümsedim.

"Evet Reepie. Orada olmalısın. Onlara yardım edeceksin, nedenini tam olarak göremedim ama Porsuk yaralanacak. Telmarin askerleri etraflarını sarmış durumda. Onlara yardım et Reepi!"

"Telmarinler." Sinirli bir şekilde konuşmuştu. Önce bana sonra tartışan sentorlara baktı. "Şimdi mi?" Kafamı salladım.

"Şimdi gidersen tam zamanında yetişirsin." Kafasını emin bir şekilde salladı.

"Ben buradakileri hallederim. Git şimdi!" Biraz ilerledi ve küçük bir tereddütle baktı. "Git!" Çalıların arasında kaybolduğunda ayağa kalktım.

Narnia'lılar boruyu çalanın kim olduğunu tartışıyordu. Baş Sentor ise onları sakinleştirmeye çalışıyordu. Yanlarına gittim. Baş Sentor beni görünce sıcak bir gülümseme ile karşıladı. Kalabalık ben gelince durulmuştu. "Neler oluyor?" Diye sordum hem babama – Baş Sentor- hem de Narnia'lılara bakarken.

"Boruyu kimin çaldığını merak ediyoruz leydim!" Kalabalıktan bir ses yükseldiğinde oraya döndüm. "Kehanet gerçekten gerçekleşiyor mu!?" Bir ses daha duyuldu kalabalıktan. "Aslan gelecek mi?" Bu son soruyla elimi kaldırdım. Herkes bir anda susmuştu.

"Kraliçe Susan'ın borusu duyulmadan önce bir görü gördüm. Eğer görümdeki çocuk boruyu çalan ise..." Elimi indirdim. "Evet kehanetin gerçekleşme zamanı gelmiş demektir." Bir anda kalabalıktan fısıltılar yükselmeye başlamıştı. Herkes merakla sorular soruyor ve cevap bekliyordu. Maalesef ben de en az onlar kadar bilgisizdim bu konuda.

"Linein?" Babamın seslenmesiyle başımı kaldırıp yanımdaki Baş Sentor'a baktım. Bana gözleriyle sormuştu soruyu. Kafamı salladım. Dudakları yukarı kıvrıldı. Arkasını dönerek birkaç bilge sentor ile birlikte dağlara doğru gittiler. Yıldızları incelemeye gittiklerini biliyordum. Eğer yıldızların konumu doğruysa kehanet kesinlikle gerçekleşiyor demekti.

...

Reepicheep Kahin'e tüm kalbiyle güvendiği için sözünü dinlemiş ve hızla titreyen ormanda ilerlemeye başlamıştı. Porsuk'un evine gidecekti ilk önce. Etrafı gözlemeliydi. Gerçekten bir Adem Oğlu gelirse kehanetin gerçekleşeceğini anlamış olurdu.

Porsuk'un evine vardığında ilk olarak birkaç bağırış duyuldu. Yine Nikabrik ile kavga ettiklerini düşünmüştü ama hayır başka bir ses daha vardı. Kapı açıldı ve bir genç dışarıya adım attı. Reepi ister istemez gerilemişti. Gerçekten de bir Adem Oğlu orada duruyordu. Kehanet gerçekti! Aslan gerçekten de gelecekti. Telmarin'lerden kurtulacaklardı. Çocuğun arkasından Porsuk ve Nikabrik'in tartışarak çıktıklarını gördü. Porsuk'un elindeki boruyu gördüğünde gözlerine inanamamıştı. Bu gerçekten de Kraliçe Susan'ın borusuydu. Şu iş biter bitmez Porsuk'a ona haber vermediği için kızacaktı.

Ormanın içinde ilerlemeye başladıklarında Reepicheep de hemen arkalarından gizlice takip etmeye başlamıştı. Ormanda fazla açıklıkta yürüyorlardı. Bu çocuk hiçbir şey bilmiyor muydu böyle? Kesin görüleceklerdi.

Adem Oğlu bir anda durdu ve arkasını döndü. "Sizi duyabiliyorum." İki ağacın arkasına saklanmış Nikabrik ve Porsuk çıktığında Reepi neredeyse gülecekti.

Porsuk pes ederek konuştu. "Bana kalırsa kral ve kraliçelerin gelmesini beklemeliyiz." Çocuk Porsuk'a baktı ve bir şey demeden yoluna devam etti. Reepi de kesinlikle Porsuk'a katılıyordu. Kral ve kraliçelerin gelmesini beklemek herkes için daha güvenli bir seçenekti.

"İyi be! Git hadi bakalım diğerleri anlayışlı olacak mı?" Porsuk yine haklıydı.

Nikabrik "Ben seninle gelsem iyi olur minatorlara bunu nasıl açıklayacağını görmeliyim." dedi. Nikabrik de haklıydı. Bunu minatorlara hiçbir düzgün şekilde anlatamazdı bu Telmarin. Adem Oğlu olsa bile en başta bir Telmarin'di. Minatorların Telmarinlerden ne kadar fazla nefret ettiğini bilmeyen yoktur. Gördükleri yerde bu çocuğu ezeceklerinden emindi Reepicheep.

Adem Oğlu Nikabrik'in söylediği şeyle durdu. Şaşkınca bakıyordu. "Minatorlar mı? Onlar gerçek mi?" Bir saniye bu Telmarin minatorları nereden biliyor?

"Hem gerçek hem sinirli." Porsuk söylenerek yürümeye devam etti.

"Evet ayrıca kocamanlar."

"İri!"

Çocuk hiç de korkmuşa benzemiyordu. Daha çok meraklı bir yüz ifadesi vardı. "Peki ya Sentorlar, onlar hala var mı?" Yürümeye devam ederek sordu Adem Oğlu.

"Belki Sentorlar bizim saflarımızda savaşabilir." Porsuk parmağını Adem Oğlu'na doğrulttu. "Ama diğerlerinin ne yapacağı kesin değil."

Çocuğun sormak istediği bir şey olduğu çok belliydi. "Çıkar ağzındaki baklayı Adem Oğlu." Dedi Reepicheep kısık bir sesle, kendine engel olamayarak. Çocuk durmuştu ama Nikabrik ve Porsuk yürümeye devam ediyordu.

"Peki ya Aslan?" Buna Reepicheep bile şaşkınlığını gizleyememiş, kalakalmıştı. Aynı şekilde iki Narnia'lı da durmuş ve şaşkınlıkla bakıyorlardı.

Önce birbirlerine baktılar sonra da Adem Oğlu'na geri döndüler. Nikabrik sorgularcasına konuştu. "Hakkımızda bunca şeyi nereden biliyorsun?"

Adem Oğlu sanki çok normal bir şeymiş gibi cevap verdi. "Hikayelerden."

Porsuk "Bir dakika, baban sana Narnia ile ilgili hikayeler mi anlatıyordu yani?" dedi. Bu soruyu Reepicheep bile merak etmişti. Ne garip bir Telmarin'di bu çocuk.

"Yo öğretmenim bana..." Bir anda konuşmayı bıraktı. Sanki aklına bir şey gelmiş gibiydi. "Affedersiniz ama şu an bunlarla uğraşılacak zaman değil." Porsuk ve Nikabriki geçerek yürümeye devam etti.

Porsuk havayı kokladığında Reepicheep kendisi olduğunu sanıp uzaklaşmıştı ama Nikabrik "Ne kokusu?" dediğinde. Porsuk "İnsan." olduğunu söylemişti.

Nikabrik kafasıyla Adem Oğlu'nu işaret etti. "Onun mu?" O an Reepicheep gelmekte olan Telmarin askerlerini fark etmişti.

"Yo... Onların" Porsuk da gelmekte olan Telmarin askerlerini gösterdiğinde çocuk savunmaya geçer gibi durmuştu.

"Kaçın!" Porsuk'un demesiyle askerler ortaya çıkmışlardı. Ellerindeki arbalet ile ateş etmeye başlamışlardı. Adem Oğlu, Porsuk ve Nikabrik hızla kaçıyorlardı. Reepicheep bunu bir işaret olarak alıp hızla askerlere doğru ilerlemeye başladı.

"AH!" Porsuk'tan geldiğini tahmin ettiği ses ile daha da hızlandı Reepicheep. Askerlerin ayaklarını görebiliyordu bu da ona kolaylık sağlıyordu. Kılıç kullanmakta mükemmel bir ustaydı. Bu Telmarin askerleri ise asla böyle bir hız görmemiş kişiler olduğundan afallamışlardı. Bu Reepicheep'e yine kolaylık sağlamıştı.

Her Telmarin bir anda kaçışmaya başladı. Reepicheep buna güldü. Bir Narnialı gibi savaşsalardı şaşırırdı zaten. Hepsini tek tek kılıcıyla halletti.

Gördüğü son ayağa da kılıcını saplamak için koştu. Bir anda yoluna çıkan kılıç ile gülmüştü. Telmarin'in bilinçsizce kılıcını salladığı her halinden belli oluyordu. Korkak Telmarin diye geçirdi aklında Reepicheep.

Ayağına kılıcını sapladığında adam yere düştü ve Reepicheep kılıcını bir daha saplayarak hızla ilerlemeye devam etti. Bir ayak daha görüyordu. Ayağın durduğunu gördüğünde zıpladı ve aynı anda kuyruğuyla kılıcını çevirerek Telmarin'in düşmesine sebep oldu. Çocuğun göğsüne çıkarak "Son sözlerini çok dikkatli seç Telmarin!" dedi.

Bunun o Adem Oğlu olduğunu görmüştü. Onu test etmek istemesine engel olamıyordu tabii. Eğlenceli olurdu. Gerçekten güvenilecek biri mi olduğunu görürdü en azından. "Sen bir faresin." Reepi gerçekten o an Telmarini öldürmek istemişti. Aslan'ı bile bilen biri buna mı şaşırıyordu? Hayal kırıklığıyla nefesini verdi. "Senden daha orijinal bir şey söylemeni beklerdim."

"Al kılıcını." Adem Oğlu'nun düşürdüğü kılıcı işaret etti.

Telmarin kafasını olumsuz anlamda salladı. "Eee kalsın."

"Al kılıcı! Silahsız biriyle dövüşemem." Asil bir duruş sergiledi.

"Bu yüzden sizinle kılıç tokuşturmazsam daha uzun yaşayabileceğimi düşünüyorum asil fare." Asil olduğu doğruydu Reepicheep'in. Ama Adem Oğlu'nun zeki olduğu da anlaşılıyordu ya da yalaka.

"Seninle dövüşmem dedim." Ona fare demesinin sinirini şimdi çıkartacaktı. Kılıcını çocuğun boynuna doğrulttu. "Hayatta bırakırım demedim!"

"Reepicheep!" Porsuk'un sesiyle kafasını kaldırdı Reepicheep. "Onu öldürme!" Zar zor konuşuyordu. Yaralı olduğunu anlamıştı.

"Mantar Avcısı? Bu Telmarin için araya girdiğine göre çok iyi bir sebebin olmalı!" Reepicheep konuştuğunda toynak sesleri duyulmaya başladı.

"Bir sebebi yok. Bitir işini!" Nikabrik huysuzca söylendi.

"Boruyu çalan kişi oydu." Porsuk'un söylediğiyle Reepicheep bir kez daha inandı. Kehanet kesinlikle doğruydu. Yine de şaşırmadan edemedi. "Ne?"

Sentorlar tepenin arkasından çıktılar bir anda. Baş Sentor'un sırtına binmiş Kahin'i görünce onları ikna ettiğini anlamıştı Reepicheep.

...

Baş Sentor'un sırtından inip hemen Reepicheep'in yanına gittim. Adem Oğlu'nun görümdeki olup olmadığını görmemiz gerekiyordu. Reepicheep çocuğun üzerinden indi. Adem Oğlu yerdeki kılıcını alarak yavaşça doğrulmaya çalıştı. Kılıcını Reepicheep'in düşürdüğüne emindim. Kafasını kaldırdığında bana baktı. Oh...

Tamamen aynı kişiydi. Biraz daha yakışıklı olması dışında. Saçları simsiyahtı, tıpkı kara kömür gibi. Gözleri de aynı şekilde kömür siyahıydı. Teni biraz koyuydu ve fazlasıyla uzundu. Gerçekten neredeyse başımı kaldırmam gerekiyordu. Ben onu incelerken onun da beni incelediğini fark etmiştim. Şaşırmış gibiydi. "Linein?"

Reepicheep'in sesiyle ona döndüm. "B-bu o." Adem Oğlu sentorlara hiç de şaşırmış bir şekilde bakmıyordu. Daha çok etkilenmiş gibiydi. Senotlara döndüm. "Bu o. Kehanetteki o." Adem Oğlu anlamayarak kaşlarını çattı ve bana baktı.

"O zaman bize boruyu göstersin. Biz de bu yüzden toplanmıştık zaten." Baş Sentor konuştuğunda Adem Oğlu kılıcını kılıfına koydu kafasını salladı. Porsuk'u sentorlardan birinin sırtına yerleştirmek için yanlarına gitti. Yarası kötü gözüküyordu. "Merak etme iyileşeceksin."

Adem Oğlu bir anda yanımıza geldiğinde şaşırmıştım. Porsuk'u sentorun sırtına yerleştirmemize yardım etmişti. Hala şaşkın olduğumu söylemeliyim. Ormanın içinde yürümeye başladığımızda "Toplantı yerine mi gidiyoruz?" diye sordum Baş Senotor'a.

"Onu liderimiz olarak kabul ettirmeliyiz değil mi?" Arkamızdan yürüyen Adem Oğlu'nu gösterdi. Başımı çevirip çocuğa baktığımda o da bana bakıyordu. Gözlerimiz ister istemez birleşmişti. Kafasını utanarak aşağı eğdi. Bu hareketi çok masum ve komik gelmişti. Önüme döndüm ve Baş Sentor'un yanında yürümeye devam ettim. 

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Top